Otomotiv devleri Beyaz Saray'da lobi faaliyeti yürütüyor. Uzakdoğulu rakipleri karşısında zor günler geçiren DaimlerChrysler, Ford ve General Motors'un (GM) patronları, ABD Başkanı George W. Bush'u ziyaret ederek, küresel rekabet güçlerini artırabilmek için destek istediler. Ham madde ve sağlık alanlarında çak fazla harcama yapan söz konusu şirketlerin patronları, Başkan Bush'a kendilerine özel bir muamele yapılmamasını ama zayıf Japon Yeni'e karşı önlem almasını beklediklerini söylediler. Üç büyük devin patronları çalışanların sağlık ve tedavi giderleri için yaptıkları ödemelerin çelik satın alımı için yaptıkları harcamadan daha fazla tuttuğunu vurguladılar.
DaimlerChrysler, Ford ve GM'nin patronlarına göre, küresel pazarlarda en büyük rakipleri olan Japon oto yapımcılarının bir büyük avantajı da Japon parası Yen'in dolar karşısındaki değerinin çok düşük olması. Bu nedenle Japon otomobillerinin Amerikan ve genelde dünya pazarlarında tüketicilere daha çekici geldiğini belirten patronlar, görüşme sonrası yaptıkları ortak yazılı açıklamada şunları belirttiler:
"Başkana, başarılı bir şekilde rekabet edebilmek için işlerimizi dönüştürmekte zor kararlar almak iradesine sahip olduğumuzu, lakin aşırı zayıf yenin etkilerine karşı koyma imkanımızın olmadığını anlattık."
Rekabet edebilirlikte güçlük
Sektörü iyi bilen kaynaklar, yabancı oto yapımcılarının tüketici taleplerine çok daha hızlı yanıt verdiklerini, özellikle artan petrol fiyatları karşısında benzin tüketimi daha düşük otoların tercih edildiğini, Japonlar'ın da bu dalda hayli erken bir tarihte önemli adımlar attıklarını belirtiyorlar. Japon oto şirketleri "karma otomobil" denen ve hem petrol enerjisi ile hem de elektrikle çalışan karma otolar imalinde hayli öne geçtiler. Oysa Amerikan şirketlerinin tüketicilere pazarlamaya çalıştığı otomobiller arasında su gibi benzin yakan hızlı spor arabalar hala önemli bir yer tutuyor. Tüketicilerin tercihi ise adeta benzin içen arabalarden benzin koklayan arabalara ve dizele dönmekte.
Bunun yanı sıra yıllar önce sendikalar ile yaptıkları toplu sözleşme görüşmelerinde çalışanların yanısıra emekli işçilerinin ve yakınlarıın da sağlık harcamalarını şirket olarak üstlenmiş olan patronlar bu kalemde karşılarına çıkan faturalarla başedemez olduklarını ileri sürüyorlar.
Mali yardım yerine ticari destek
Birkaç yıldır şirketlerini yeniden yapılandıran ve bu süreçte bazı fabrikaları kapatarak onbirlerce çalışanı işten çıkartmak durumunda kalan patronlar önümüzdeki yıllarda da buna devam edeceklerini belirtiyorlar. Buna rağmen zarar etmekten kurtulamadıklarına işaret eden patronlar olası bir iflas durumuna karşı devletin kendilerini hisse satın alarak (bailout) "kurtarmasını" kesinlikle istemediklerini ama makro planda sektör olarak kendilerini desteklemek üzere yapılabilecek şeyler olduğunu vurguluyorlar. Bunların arasında Japonya'ya parasının değerini artırması için baskı yapmak başı çekiyor. Bu da doğal olarak Bush yönetiminden bekleniyor.
Sektör çevrelerinde 1979 yılında petrol fiyatlarının aşırı yüksek seyrettiği bir dönemde Kongre'nin Chrysler'i iflastan kurtarmak için faizsiz kredi açılmasını onaylamış olduğu anımsatılıyor. Buna karşılık Ford'un CEO'su Alan Mulally, gazetecilere verdiği demeçte, kendilerine mali yardım yapılmasından ziyade ticaret yapma koşullarının rahatlatılmasını istediklerini ısrarla belirtti.
En büyük rakip Toyota
Amerikan üreticileri en çok Japon otomotiv grubu Toyota zorluyor. General Motors'un bir numaralı otomotiv üreticisi koltuğuna yakında oturması beklenen Toyota, küresel çapta varlığını daha da yaymak amacıyla yatırımlarını artırıyor. Geçen yıl Amerikan Ford Motor Co.'yu geçerek satışları itibariyle dünyada ikinci sıraya yükselen Toyota'nın bu yıl da General Motors Corp.'u (GM) geçerek birinci sıraya yerleşmesi bekleniyor. Toyota'nın stratejik planında 2010 yılına dek dünya oto piyasasının yüzde 15'ini eline geçirmek olduğu bildiriliyor. Bu yılın başında şirketin üst düzey yöneticileri arasında elden ele geçen ve The Wall Street Journal'ın göz atmak imkanını bulduğu gizli bir belgeye göre, küresel oto satışları geçen yılki 65 milyon araç düzeyinden 2010 yılında yüzde 12 artışla 73 milyona yükselmiş olacak. Bu artışın özellikle Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'deki hızlı talep artışından kaynaklanacağının belirtildiği belgede bu sayede Kuzey Amerika ve Avrupa pazarlarının doyma düzeyine gelmiş olmasından ötürü yıllardır yavaş büyüyen sektöre can katacağı vurgulanıyor.
Yorum yapılmamış.