Dosya Yükleniyor. Lütfen Bekleyiniz...

Kategoriler
Sektör
Karbon Emisyonu Reklam Kampanyalarında Bir Performans Metriğine Dönüştü
Fiziksel bir üretim veya lojistik gerektirmeyen dijital reklamcılığın çevreye etkisinin düşük olduğu düşünülebilir ancak dijital reklamlar, yüksek miktarda enerji tüketen veri merkezleri, milyarlarca cihaz ve sürekli büyüyen internet altyapısı nedeniyle ciddi bir karbon salınımına neden oluyor.
Adform’un iş ortağı Scope3’ün verilerine göre, her bir dijital reklam gösterimi en az 1 gram CO₂ emisyonuna sebep oluyor. Yüksek ölçekli kampanyalar düşünüldüğünde, bu değer katlanarak büyük çevresel maliyetler doğuruyor.
Dijital reklamların neden olduğu karbon salınımının önemli bir kaynağını “Made-for-Advertising” (MFA) siteleri oluşturuyor. Reklam harcamalarının %15’i, kullanıcı deneyimi sağlamak yerine yalnızca reklam gösterimi için tasarlanan bu tür sitelere yapılıyor ve hem çevresel hem de finansal bir kayıp anlamına geliyor.
Reklam kampanyaları, veri merkezleri, sunucular ve kullanıcı cihazlarının tükettiği elektrik nedeniyle yüksek miktarda emisyona yol açıyor. Programatik reklamcılık ve yapay zekânın sunduğu verimlilik, reklamların hızını ve etkinliğini artırırken, aynı zamanda enerji tüketimini ve karbon salınımını da yükseltiyor.
Reklamverenler sürdürülebilir medya satın alma süreçlerine yönelerek hem karbon ayak izini düşürebiliyor hem de reklam yatırımlarından daha yüksek verim alabiliyor. Sektörün önde gelen tedarik zinciri emisyon verileri kaynağı Scope3 ile tam entegre olan ilk reklam platformu Adform, reklamverenlere karbon ayak izlerini azaltmak için şu önerileri sunuyor:
Reklamları daha iyi hedefleyerek gereksiz gösterimleri azaltmak hem enerji tüketimini hem de maliyeti düşürür. Daha az ancak daha etkili reklam gösterimleri, kullanıcı deneyimini iyileştirirken kampanyalarınızın çevresel etkilerini de sınırlandırır.
Yüksek karbon salınımına sahip siteleri reklam envanterlerinden çıkarmak gerekiyor. Dijital reklam harcamalarının %15’i, sadece reklam göstermek için oluşturulmuş sitelere gidiyor ve dönüşüm sağlamamasının yanı sıra karbon ayak izini de artırıyor.
Yükleme sürelerini düşürecek, düşük çözünürlüklü ve daha optimize formatlar kullanmak enerji tüketimini azaltmaya yardımcı olur. Özellikle yüksek çözünürlüklü videolar yerine daha sıkıştırılmış formatlar kullanmak emisyonunuzu önemli ölçüde azaltabilir.
Gösterim, tıklama, dönüşüm gibi metriklerin yanında karbon ayak izi verileri de düzenli olarak takip edilip raporlanmalı. Karbon ayak izini düşürmek için atılan adımları, elde edilen ilerlemeyi ve gelecekteki hedefleri paylaşmak, şeffaflığı ve güvenilirliği artırır.
Dijital reklamcılık, karbon ayak izinin yüksek olduğu sektörler arasında ön plana çıkıyor. Ancak reklamverenler, sürdürülebilir medya stratejileri ile hem çevresel etkilerini azaltabilir hem de kampanya verimliliklerini yükseltebilir.
Medya şirketlerini ve tedarik zincirlerini karbon ayak izlerine göre puanlayan bir veritabanı sunan Adform, Scope3 iş birliği sayesinde reklam kampanyalarının karbon ayak izinin doğrudan izlenmesini, incelenmesini, planlanmasını ve optimize edilmesini mümkün kılıyor. Reklamverenler, mevcut kampanyalarının çevresel etkileri hakkında paha biçilemez içgörüler elde ederken, karbon emisyonlarını dengeleme kabiliyeti de kazanıyor.
Daha akıllı hedefleme, karbon yoğun sitelerden kaçınma, yenilenebilir enerji kullanımı ve hafif reklam formatları gibi yaklaşımların sürdürülebilir reklamcılık dönüşümünün gereklilikleri olduğuna dikkat çeken Cem Eroğlu, "Reklamcılık sektörünün karbon nötr hale gelmesi için teknolojinin sunduğu şeffaflık ve ölçümleme araçlarından yararlanmalıyız. Karbon emisyonunu performans metriğine dönüştürmek çevreyi ve reklam yatırımlarının verimliliğini korumanın en etkili yoludur” dedi.