Küreselleşme sürecine en iyi ayak uyduran sektörlerden birinin otomobil sanayii olduğu gözlemleniyor. Verilere göre, dünyanın önde gelen otomobil imalatçısı büyük şirketler kendi ülkelerinde ürettiklerinden daha faza veya ona yakın düzeyde aracı, yabancı ülkelerdeki tesislerinde üretiyorlar. Bu anlamda "delokalizasyon" denen ve üretim birimlerinin el emeğinin ucuz olduğu ülkelere taşınması demek olan sürecin de ne kadar yaygınlaşmış olduğu anlaşılıyor.
Fransız Le Figaro Gazetesi'nin yer verdiği Japon Otomobil Sanayicileri Derneği (Jama) tarafından gerçekleştirilen bir araştırmanın sonuçlarına göre, Japonya'da yerli otomobil üretimi 2005 Nisan'ı ile 2006 Mart'ı arasında 10.89 milyon adet oldu. Aynı dönemde söz konusu şirketlerin ülke dışında gerçekleştirdikleri üretim ise 10.92 milyon adet oldu. Böylece yabancı ülkelerde imal edilen Japon otomobillerin miktarı ilk kez Japonya'da üretilenleri geçti. Eldeki verilere göre, bu eğilimden en çok yarar sağlayanlar ise diğer Asya ülkeleri oldu. Bununla birlikte, Asya, söz konusu Japon otomobil üreticilerinin tek gittikleri coğrafya değil. Ucuz işgücünden yararlanmak amacıyla Asya ülkelerini üretim üssü olarak değerlendiren Japon firmalar (Toyota, Nissan, Honda) pazara daha yakın olmak ve nakliye dezavantajını aşmak için de Avrupa ve Kuzey Amerika'da üretim tesisleri açmış bulunuyorlar. Nitekim bu Japon şirketleri geçen yıl toplam üretimlerinin yüzde 10'una yakınını Avrupa'da, yüzde 5'ini ABD'de gerçekleştirdiler.
Standart & Poor's'ta kredilerden sorumlu uzman Maria Bissinger'e göre, bunun nedeni Japon iç piyasasının artık çok doymuş olması ve yeni alıcılar bulmak gereğinden kaynaklanıyor. Bissinger, "Şu sıralar en hızlı büyüyen otomobil piyasası Çin ve Japonya'da. Bu arada orta Avrupa'nın güçlü potansiyelini de göz ardı etmemek gerekir" diyor.
Piyasanın talep potansiyelini yansıtan rakamlar da bir ölçüde bunu doğruluyor. Bin kişiye düşen otomobil sayısı bakımından kıyaslandığında Amerika'da bu rakam 745, Almanya'da 634, Japonya'da 502 iken Çin'de sadece 8 ve Hindistan'da 6. Alım gücü açısından adı geçen ülkeler arasında önemli fark olsa da gelişmekte olan ülkelerde refah arttıkça talebin de artacağı tahmin ediliyor.
Batılılar da Japonlar gibi
Batılı otomobil üreticileri de aynı kanaatte oldukları için Japonlar'dan farklı davranmıyorlar. Onlar da hem emeğin ucuz, hem de yeni alıcı piyasalara yakın olmak gibi aantajlardan yararlanmak üzere Asya ülkelerinde ve Doğu Avrupa'da yeni üretim tesisleri açıyorlar ve hatta bunu kendi ülkelerindeki bazı tesisleri kapatıp bu yeni coğrafyalara taşıyarak gerçekleştiriyorlar.
Verilere göre, Ford hariç, tüm büyük gruplar kendi ülkeleri dışında otomobil üretimlerini artırmış bulunuyorlar. En yüksek kâr gerçekleştiren otomobil şirketlerinin yurtdışındaki tesislerindeki üretimlerinde en yüksek artışı sağlayan şirketler olması da dikkati çeken ve küreselleşmenin olumlu yanını gösteren bir etken olarak değerlendiriliyor. Bu bağlamda Avrupa'da Peugeot ve Renault, Japonya'da Toyota ve Nissan öne çıkıyor.
Buna paralel bir başka eğilim de mali açıdan zor durumda olan grupların kendi ülkelerindeki üretimlerini ciddi oranda düşürmeleri. Fiat grubu (Fiat, Lancia, Alfa, Ferrari) son beş yıl içinde İtalya'daki üretimini yüzde 42 oranında azaltmış. General Motors ve Ford'un her biri de ABD'deki üretimlerini 800 biner adet düşürmüşler. Yine de gelişmiş ülkeler şimdilik şöyle bir teselli buluyorlar: Birçok otomobil parçası dışarıda üretiliyor olsa da bitmiş ürün şimdilik büyük ölçüde yine Batı'daki tesislerde gerçekleştiriliyor.
Yorum yapılmamış.